Modern çağın hastalığı 10 noktadan vuruyor

Normal seviyede olduğunda insanların başarıya ulaşmasına yardım eden stres, kronik hâle geldiğinde ise 10 önemli hastalığa yol açabiliyor.

Günümüzün en moda sözcüklerinden biri “stres”… Bankadaki kuyrukta, metrobüs beklerken, yoldaki trafikte, telefonda, özel hayatta, iş hayatında stres etrafımızı kuşatıyor. Kısacası modern hayatın kaçınılmaz sonucu stres…

Peki stres gerçekten gereksiz ve zararlı bir duygu mu? Biliyoruz ki birçok hastalığın kaynağında stres var. Strese girmek vücudumuzu nasıl etkiliyor?

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Beyin Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, olaylara verdiğimiz duygusal bir tepki olarak tanımlayabileceğimiz stresin aslında tamamen “zararlı” olarak nitelendirilmemesi gerektiğini söylüyor. Olumsuz bir kelime gibi görünen stresin insanın hayatta kalması için “gerekli” bir duygu olduğunu anlatan Prof. Dr. Erkmen “Stres herhangi bir canlının yaşaması, yiyecek, barınak bulması ve bunu sağlamak için çaba göstermesi için faydalıdır. İnsan için ise bu çok daha ileri ve karmaşık bir durumdur. Kişinin iş ve meslek sahibi olması, bunun için eğitim alması, çalışma hayatı faydalı streslerdir” diyor. Stresin dışarıdan gelecek herhangi bir duruma karşı tepki verme ve kendini korumaya durumu olduğunu belirten Prof. Dr. Erkmen “Stres durumunda vücut, sinir sistemini acil olarak harekete geçirmek için adrenalin ve kortizol salgılar. Bu yüzden kalp daha hızlı atar, kan basıncı yükselir, nefes alış verişler sıklaşır, kaslar gerilir ve duygular hassas hale gelir. Böyle bir durumda kişi daha kolay odaklanır ve hızlı çözüm geliştirebilir. Bu da başarıyı getirir” dedi.

Şehirleştikçe ve daha modern bir hayat düzenine geçtikçe stres kaynaklarının arttığına işaret eden Prof. Dr. Erkmen “Modern toplumda insan ilişkileri zayıflıyor, şehir hayatı zorlaşıyor, işe ulaşım bile zorlayıcı bir süreç gerektiriyor. Normal düzeyde olduğunda hayatta kalmasına ve başarıya ulaşmasına yardım eden stres, kronik hâle geldiğinde 10 önemli hastalığa sebep oluyor” dedi.

GEÇMEYEN AĞRILAR ONUN YÜZÜNDEN

Bilimsel çalışmalar neredeyse bütün hastalıkların temelinde aşırı stresin yattığını gösteriyor. Bu hastalıkların büyük bir bölümü strese bağlı olarak ortaya çıkarken, bir bölümü de strese bağlı olarak alevleniyor. İşte stresin vücutta yaptığı tahribat:

RUHSAL HASTALIKLAR

Stres önce ruhsal durumumuzu bozuyor. En çok görülen hastalıklar akut stres bozukluğu, posttravmatik stres bozukluğu, depresyon ve anksiyete.

AĞRILAR

Bel, boyun, sırt ağrıları; migren ve gerilim tipi baş ağrıları, fibromiyalji denilen genel vücut ağrıları.

Kalp ve damar hastalıkları: Stres yaşayan kişide gözlenen kalp atışlarındaki hızlanma, kan basıncındaki artış, bir tür damar sertleşmesi olarak bilinen “ateroskleroz” hastalığının gelişmesinde hem öncü hem de ilerletici rol oynadığı biliniyor.

OBEZİTE

Stres altındayken daha çok hamurlu, şekerli ve yağlı gıdalara yöneliyoruz.

MİDE HASTALIKLARI

Reflü, gastrit ve hazımsızlık. Strese bağlı olarak yağlı, şekerli gıdaları, çayı ve kahveyi çok tüketmek de mideyi hasta ediyor.

BAĞIRSAK HASTALIKLARI

Rahatsız Bağırsak Sendromu (İBS), gaz, kabızlık, ishal.

 CİLT HASTALIKLARI

 Zona, sedef, ürtiker, saçkıran, egzama.

UYKU BOZUKLUKLARI

Stres bazı kişilerin uykuya dalmasını zorlaştırırken bazı kişilerin de uykuya meyilli olmasına yol açıyor.

BAĞIŞIKLIK DÜŞÜKLÜĞÜ

Stres altında bağışıklık sistemimiz zayıflar. Vücut enfeksiyon hastalıklarına daha açık hâle gelir.

HAFIZA PROBLEMLERİ

Stres hormonları beynin hafızayı kontrol eden bölümünün işleyişini bloke ediyor. Unutkanlık artıyor.

SOSYAL MEDYA DA STRESE SOKUYOR

Yapılan araştırmalar, aslında insanların işlerini hızlandırmak ve kolaylaştırmak için özellikle teşvik edilen akıllı telefonların, sahiplerinin sürekli e-postalarını ve sosyal paylaşım ağlarındaki profillerini kontrol etmeleri sebebiyle  büyük bir stres kaynağı oluşturduğunu ortaya çıkarıyor. Hatta bazıları için o kadar büyük bir bağımlılık oluşuyor ki mesaj gelmediği hâlde telefonlarının titrediğini zannedenler veya sürekli telefonunu çıkararak ekranını kontrol edenlerin sayısının giderek fazlalaştığı tespit ediliyor.

DUYGUSAL BOŞLUK ŞİŞMANLIK SEBEBİ

Stres iştah artışına sebep olarak obeziteye yol açabileceği gibi, kişi strese bağlı olarak oluşan duygusal boşlukları doldurmak için de yemek yemeyi tercih edebilir. Bu durumdan stres anında artan kortizol adlı hormon sorumludur. Kronik olarak yüksek giden kortizol düzeyi, meydana gelen metabolik düzensizlikten dolayı aşırı açlık ve yeme arzusuna sebep olabilir. İngiltere’de yapılan bir  çalışma, strese bağlı olarak salgılanan kortizol hormonuna birkaç aydan fazla maruz kalan kişilerin daha kilolu olduğunu gösterdi.

AİLENİZLE DAHA FAZLA ZAMAN GEÇİRİN

Prof. Dr. Hüsnü Erkmen, günlük hayatta stresle savaşmanın püf noktalarını anlattı:

- Sürekli yapmak zorunda olduğunuz aktiviteler sizin tek meşguliyet alanınız olmasın. Stresle başa çıkmak için iş dışında zevk alabileceğiniz yeni hobiler edinin.

- Ailenizle ve sevdiklerinizde daha fazla zaman geçirmeye çalışın.

- Mutlaka spor yapın. Spor endorfin salgısını artırarak rahatlamanıza yardım eder. Egzersizle kalp beyne daha fazla oksijen gönderir. Beyin daha zinde ve güçlü olur.

- Geniş bir arkadaş çevreniz ve yanınızda ihtiyaç duyduğunuzda zor anlarınızı sizinle paylaşabilecek kişiler olsun.

- Çay, kahve ve gazlı içecekleri daha az, su,  taze meyve suyu ile ayranı daha fazla tüketin.

- Günde kesintisiz bir şekilde 6-8 saat uyumaya gayret edin. Az ve kalitesiz bir uyku düzeni yorgun hissetmenize sebep olur ve strese sokar.

- Sosyal medyada geçirdiğiniz zamanları azaltın. Özellikle dostlarınızla, ailenizle birlikte olduğunuz zamanlarda akıllı telefonunuzu cebinizden, çantanızdan çıkarmayın.

- Aşamayacağınız toplumsal olayları fazla büyütmeyip akışına bırakın.

- Stresin çok aşırı olduğu ve başa çıkamayacağınızı anladığınız durumda mutlaka profesyonel yardım alın.

TÜRKİYE


Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:27 Nisan 2019Yayınlanma Tarihi:11 Temmuz 2017

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.