Sirkadyen ritmi bozuk kişiler bipolara daha yakın
Üsküdar Üniversitesi Tıp Fakültesi Fizyoloji Bölümü tarafından düzenlenen “Her Çiçek Zamanında Açar; Sirkadyen Ritmin Sağlıkta ve Hastalıkta Etkisi ve Moleküler Mekanizması” başlıklı etkinlikte konuşan Almanya Münih Teknik Üniversitesi Pankreatik Nöropati Bölümü Öğretim Görevlisi Dr. Hande Asımgil Schmıdt; “Sirkadyen ritminiz, yani gece ve gündüz ritminiz bozulduğunda depresyon ve bipolara daha yatkın oluyorsunuz.” Dedi.
“Sirkadyen ritim, canlıyı dışarıdaki değişikliklere adapte etmek için var”
Sirkadyen ritim konusuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Asımgil; “Sirkadyen saat bitkilerin, hayvanların, mantarların ve siyanobakterilerin 24 saatlik zaman içerisindeki biyokimyasal ve psikolojik davranışlarının bütünüdür. Evrimsel olarak sirkadyen sadece bizde değil hemen hemen bütün canlılarda var. Canlıyı dışarıdaki değişikliklere adapte etmek ve hazırlamak için var. Mesela sabah 08.00’de genel olarak vücuttaki kortizol artar ki kalp ve metabolizma hızlansın. Yine aynı saatlerde günün ilk yemeğiyle beraber insülin ve testosteron da artar. Saat 10.00 civarı ise en dikkatli olduğumuz zaman dilimidir. Akşam 17.00, vücudun en yüksek seviyede kardiyovasküler ve kas gücünün en fazla olduğu zaman dilimidir. Daha sonra akşam sıcaklık artar, tansiyon biraz daha yükselir. En sonunda 21.00- 22.00 gibi melatoninle vücut sizi uykuya hazırlar. Bununla birlikte bütün yaşamsal önemi olan şeyler melatonin ve sirkadyen ritimle durdurulur. Vücut başka işler için çalışmaya başlar.” Dedi.
“Sirkadyen ritminiz bozulduğunda depresyon ve bipolara daha yatkın oluyorsunuz”
Sirkadyen ritmin belli bir süreçten sonra oluştuğuna değinen Asımgil, bu ritmin bozulduğu kişilerin depresyon ve bipolara daha yatkın olduğunu söyledi. Asımgil; “Doğduktan sonra bebekler neden uyumazlar? Sirkadyen ritimleri oluşmamıştır. Belirli bir süreçten sonra sirkadyen ritimleri oluşur. Aynı şekilde fareler üzerinde yapılan çalışmalar da farelerin belirli bir zamanda sirkadyen ritimlerinin olmadığını gösteriyor. Bizde de her seviyede bir ritim ve zaman var. Mesela ışığın olduğu zaman yani gündüz enerji harcıyoruz, DNA’mız güneşten gelen ışınlarla hasara uğruyor, bunu akşamları DNA tamir mekanizması tamir ediyor. Sirkadyen ritmin bozulması kanser, obezite, diyabet ve psikoprojik problemlerin oluşumuyla ilişkilendirilebiliyor. Sirkadyen ritminiz bozulduğunda yani gece ve gündüz ritminiz bozulduğunda depresyon ve bipolara daha yatkın oluyorsunuz özellikle kardiyovasküler problemler çok daha fazla ortaya çıkıyor.” İfadelerini kullandı.
“Gece çalışan kadınlarda göğüs kanseri olma riski daha yüksek”
Sirkadyen ritmin bozulmasının çeşitli hastalıklara yol açabileceğini söyleyen Asımgil; “Gece vardiyasında çalışan insanların kansere, obeziteye, psikolojik rahatsızlıklara olan eğilimi çok daha fazla oluyor. Bunun nedeni de gece ve gündüzlerin birbirine karışıyor olması. Gece ve gündüz birbirine karışınca vücut, iç organlar yanlış zamanda yanlış iş yapar. Özellikle melatonin seviyesinde büyük düşüşler oluyor. Işıkla birlikte melatonin baskılanıyor. Bundan dolayı nörolojik problemler oluşuyor. 2018’de kadınlar üzerinde yapılan bir çalışma var. Gece 00.00’dan sabah saat 05.00’e kadar çalışan kadınlarda özellikle kanser olma riski daha yüksek. Sağlığı korumak için belli bir ritimde giderseniz, gerektiği yerde gereken molekül üretilirse çok fazla fizyolojik hastalık olmaz. Ama bu bozulduğu zaman problemler çıkmaya başlar.” Diye konuştu.
Üsküdar Haber Ajansı (ÜHA)
Paylaş