Stresin Penis Sertleşmesi ve Boşalma Üzerine Etkisi
Stres, penis üzerinde iki şekilde etki gösterir. Birincisi, sertleşmeyi bozucu etkisidir. Penisin sertleşmesi, parasempatik sistemin etkisi ile olur. Stres ise parasempatik sistemin etkisini ortadan kaldırarak sertleşmeyi önler.Beynimizden omuriliğe giden sinir bağlantılarının çoğu irade içeren hareketlerle, yani normalde kontrolümüz altında olan işlevlerle ilgilidir. Örneğin el sıkışırken, yazı yazarken, dans ederken, yürürken gerekli olan kasların koordinasyonu gibi. Bunlar irademiz yani kontrolümüz dahilindedir. Yani, örneğin yazı yazarken, dans ederken durabilir veya sürdürebilir, el sıkışırken el kaslarımızı sıkabilir veya gevşetebiliriz.
Ama bazı bağlantılar ise, Otonom Sinir Sistemi (OSS) dediğimiz bir sistemin kontrolü altındadır ve bu sistem yüz kızarması, deri ürpertisi, ve orgazmın da içinde yer aldığı irademiz dışındaki, yani bizim kontrolümüz altında olmayan faaliyetleri düzenler.
Otonom Sinir Sistemi 2 bölümden oluşur. Biri sempatik sinir sistemidir. Sempatik sinir sistemi cinsel uyarılmayı, acil durumlara tepkiyi ve uyanıklığı (tetiktelik) sağlar. Bunları kalp atımını hızlandırarak, damar tansiyonu arttırarak, ve nefesimizi hızlandırarak yapar. Sempatik sistem klasik “savaş veya kaç” tepkisinden sorumludur ve bunu epinefrin (adrenalin) ve norepinefrin isimli iki kimyasal iletici ile yapar.
Parasempatik sinir sistemi ise, sempatik sistemin tersine vücudun sukunet – rahatlık halini sağlar. Bunu çeşitli yollarla yapar; örneğin kalp hızımızı düşürür, nefesinizi yavaşlatır.
Vücuttaki diğer çoğu organ gibi penisde de hem sempatik hem parasempatik sinirler vardır. Ve cinsel işlevin tam anlamıyla yerine gelmesi için bu iki sistemin birlikte ve büyük bir uyum içinde etki göstermesi gerekir.
Penisde, corpus cavernosum denen sünger benzeri iki yapı bulunur. Corpus cavernosum içinde, aynı süngerde olduğu gibi, çok sayıda küçük boşluklar vardır. Sertleşmenin olabilmesi için, corpus cavernosumlar içindeki bu boşlukların kan ile dolması gerekir. İşte, parasempatik sistem hem penise giden damarları genişleterek buraya giden kan miktarını arttırır, hem de corpus cavernosum içindeki boşlukların duvarlarını esneterek daha çok kanla dolmasını sağlar. Aynı zamanda bu kanın içeriye girmesini ve bu kanın dışarı kaçmadan orada kalmasını sağlar. Yani, penisdeki sertleşme parasempatik sistem sayesinde olur.
Peki sonra ne olur? Parasempatik sistemin penisde sağladığı sertlik hali bir yandan devam ederken, diğer yandan da, cinsel uyarılma arttıkça sempatik sistem de daha çok devreye girer. Erkeğin kalbi ve nefesi hızlanır, tansiyonu artar. Bir süre sonra da sempatik sistemin etkisi en üst düzeye ulaşır, parasempatik sistemi devre dışı bırakır, ve böylece boşalma ve ardından da sertliğin sönmesi meydana gelir.
Şimdiye kadar anlattıklarımız, penisde sertleşme (ereksiyon) ve boşalmanın doğal döngüsü ile ilgiliydi. Bu doğal gidişatı bozan çeşitli faktörler vardır. Bu faktörler, organik ve psikojenik olarak ikiye ayrılır.
Penise giden damarlarda bozulma nedeniyle penise kan ulaşmasının güçleştiği damar sertliği (ateroskleroz) ve diyabet hastalıkları, penise giden sinirlerde bozulmaların ortaya çıktığı felç ve multipl skleroz gibi hastalıklar, organik faktörlere örnek olarak gösterilebilir.
Depresyon, yaygın anksiyete, fobiler, obsesif kompulsif bozukluk, çeşitli psikozlar gibi önemli ruhsal sorunlarda merkezi öneme sahip olan ve aynı zamanda normal gündelik yaşamda da sık karşılaştığımız stres, penisde sertleşme bozukluklarına ve erken boşalmaya yol açan psikojenik faktörlerin başında gelir.
Stres, penis üzerinde iki şekilde etki gösterir. Birincisi, sertleşmeyi bozucu etkisidir. Yukarıda da belirttiğimiz gibi, penisin sertleşmesi, parasempatik sistemin etkisi ile olur. Stres ise parasempatik sistemin etkisini ortadan kaldırarak penisin sertleşmesini önler. Bu duruma, strese bağlı empotans (iktidarsızlık) denir.
İkinci durumda ise, kişide sertleşme olur ama stres nedeniyle sempatik sistem aşırı aktif hale geçer ve bu da sertleşmenin çabuk yitirilmesine veya erken boşalmaya (prematür ejakülasyon) yol açar.
Yukarıda anlatılanları kısaca özetleyecek olursak: Penisin sertleşmesi ve boşalması, bizim irademiz dışındaki Otonom Sinir Sisteminin kontrolü altındadır. Otonom Sinir Sisteminin Sempatik bölümü cinsel uyarılmadan ve kanın penise yönlendirilmesinden sorumludur. Aşırı uyarılma ve bunun neticesinde boşalma da Sempatik sistem etkisiyle olur. Parasempatik sistem ise penis damarları ve corpus cavernosum içindeki boşlukları esneterek kanın penis içine dolmasını ve böylece penisin büyüyüp sertleşmesini sağlar. Yani penisin sertleşmesi ve sertliğinin devam etmesi için Parasempatik sistemin hakim olması gerekir.
STRES, birçok psikolojik sorunda olabildiği gibi, olağan gündelik yaşamda da sık karşılaştığımız bir durumdur. Stres, vücuda yaptığı birçok etkinin yanında, cinsel hayatımızı da önemli bir şekilde etkiler. Stres durumunda, Otonom Sinir Sistemindeki denge bozulur. Sempatik sistem aşırı aktif hale gelir, ve Parasempatik sistem ise etkisini gösteremez. Bu durum, penisde hiç sertleşme olmaması veya yetersiz sertleşme olması, sertleşme olsa bile yeterince uzun süre devam edememesi, ve erken boşalma gibi sorunlara yol açar.
Bu nedenle, cinsel yaşamımızın arzuladığımız kalitede olabilmesi için stresi farketmeyi ve idare edebilmeyi öğrenmemiz gerekir. Biofeedback, relaksasyon ve kognitif uygulamalar, stres konusunda hem farkındalığı hem de idare edebilmeyi sağlayabilecek etkin yöntemlerdir.
Paylaş
Yazar: Cengiz DEMİRSOY
Görüntülenme:Güncellenme Tarihi:26 Eylül 2011Yayınlanma Tarihi:13 Ocak 2011
İlgili İçerikler
Köşe Yazarları
Sosyal Sorumluluk Projeleri
Kategori Bulutu
Psikiyatri AFAZİ Tüp Bebek Alkol Bağımlılığı Otizm Saç Dökülmesi Esrar Bağımlılığı Alzheimer Bebek Gelişimi Kokain Bağımlılığı Baş Ağrıları Stres Kumar Bağımlılığı Demans Depresyon Sanal Bağımlılık Migren Alerji Opiat Bağımlılığı Parkinson Kadın Hastalıkları Sigara Bağımlılığı Şizofreni Obezite Kardioloji Bipolar Bozukluk Cilt Bakımı