Psikiyatride kullanılan beyin görüntüleme ve diğer biyolojik çalışmalardan elde edilen veriler, bağımlılığın çocukluk yıllarındaki "bağımlı olma ihtiyacı"ndan doğduğunu söyleyen Freudcu eğilimlere göre çok daha aydınlatıcı oldu.
Kokain aşısıyla ilgili heyecanı bir düşünün. Bakteriyel proteinle kokain benzeri bir molekülden oluşan bileşim, bağışıklık sisteminin her ikisine karşı antikor üretmesini sağlıyor. antikorlar ayrıca kokaine bağlanarak onun beyne girmesini ve "kafa yapması"nı engelliyor. İyi haber; 2010'da bir aşı çalışması yürüten Columbia Üniversitesi'nden Meg Haney'in belirttiği gibi, aşı uyuşturucunun sağladığı zevki azaltıyor. Bu yüzden gerçekten de aşının uyuşturucuyu beynin dışında tuttuğu düşünülebilir. Kötü haber; deneklerdeki antikor seviyesi geniş bir yeplazede çeşitlilik gösterdi. kokain kullananların sadece %38'i uyuşturucunun etkilerini köreltecek seviyede antikor üretti ve bu kişilerin sadece yarısı zaman zaman temiz kaldı.
Buna karşılık kokain, esrar ve diğer uyuşturucu bağımlılığı ile ilgili davranışsal tedavileri konu alan 34 araştırma gözden geçirildiğinde bu tür terapilerin başarı oranlarının %67'lere kadar çıktığını görüyoruz. Yapılan fonksiyonel MRG çalışmaları da bu verileri destekliyor.
İnternet sitemizde deneyimlerinizi kişiselleştirmek amacıyla çerezler kullanılmakta olup, izin vermeniz halinde zorunlu çerezler haricindeki çerezlerle toplanan veriler işlenmektedir. seçeneğine tıklamanız halinde tercih ve ilgi alanlarına yönelik maalesef sana özel bir deneyim sunamayacağız. Çerezlerle ilgili detaylı bilgiye buradan ulaşabilirsiniz:Çerez Politikası