Migren tedavisinde umut
Klinik araştırmalar, önleyici tedavide cesaret verici sonuçlar elde edildiğini ortaya koyuyor.
Klinik araştırmalar, önleyici tedavide cesaret verici sonuçlar elde edildiğini ortaya koyuyor.
Baş ağrısı atakları ve zonklamalarla, Türkiye’de her 6 kişiden birinin dünyasını karartan migrenin tedavisinde, vücudun enerji üretiminde başrolü oynayan doğal molekül CoenzymQ10 umut oldu. ABD’de yapılan araştırmalar, ülkemizde her 4 kadından birinin sorunu olan migren ataklarında, CoQ10 takviyesi ile yüzde 50’ye varan azalma sağlanabildiğini ortaya koydu. Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, verilerin migren tedavisi için umut verici olduğunu belirtti.MİGREN HAKKINDA HER ŞEY
Türkiye’de migrenin görülme sıklığı yüzde 16’ya ulaşıyor. Bir başka deyişle migren, ülkemizde 5milyona yakın kişinin yaşamını kısıtlıyor. Dünya sağlık Örgütü (WHO) gibi uluslararası otoriteler, kişilerin aile, iş ve sosyal hayatını ciddi şekilde etkileyen migrenin, hastalarda geçici bir iş görememe durumuna yol açtığını kabul ediyor. “Avrupa Başağrısı Birliği”, migrenlilerin çalıştığı ortamlarda, migreni tetikleyen faktörlerin en aza indirilmesi gerektiğini de savunuyor. ABD’de Philadelphia’da bulunan Thomas Jefferson Üniversitesi Jefferson Başağrısı Merkezi’nin gerçekleştirdiği bir araştırma, etkisi kesin olarak kanıtlanmış bir ilacı ya da tedavisi bulunmayan migren ile ilgili, olumlu beklentilere yol açtı. Migrenin neden olduğu baş ağrısı için bir önleyici tedavi olarak Coenzym Q10’in etkinliğini değerlendiren araştırmada, migren öyküsü olan 6’sı erkek 32 hastaya, günlük 150 mg'lıkCoenzym Q10 desteği verilmesi sonucunda, süreci tamamlayan 31 hastadan 19’u, yani yüzde 61.3’ünde, migren baş ağrısı yaşanan gün sayısının yüzde 50'den fazla azaldığı ortaya konuldu. Başlangıç döneminde migren atağı yaşanan ortalama gün sayısı 7,34 iken, 3 ay sonra araştırmaya katılan hastaların migren atağı yaşadığı ortalama gün sayısının2,95’e gerilediği bildiriliyor. Böylece ilk ayın sonunda yüzde 13,1 olan azalma, 3 ay sonunda yüzde 55,3’e yükseliyor. Başlangıçta 4,85 olan ortalama migren atak sıklığı da, çalışma dönemi sonu itibariyle 2,81’e düşmüş oluyor.Diğer taraftan, sadece Coenzym Q10 desteği ile gözlenen bu gelişmelere bağlı olarak, hiçbir yan etki de tespit edilmediği ifade ediliyor.MİGRENİ OLANLARIN COQ10 DÜZEYLERİ DÜŞÜK
Uzmanlar, Coenzym Q10’in migrenin önlenmesindeki etkisinin netleşmesi için, “tedavi etkisi bulunmadığı hastalarca bilinmeyen ve plasebo olarak adlandırılan maddeler” ile karşılaştırmalı klinik araştırma sayısının artması gerektiğini belirtiyorlar. Jefferson Başağrısı Merkezi’nin araştırmasında elde edilen sonuçların Coenzym Q10’in migreni önleme etkisi açısından önemli ve dikkat çekici olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Eczacılık Fakültesi Farmakognozi ve Fitoterapi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Erdem Yeşilada, “Plasebo kontrollü çalışmalar, artık migren önlenmesinde Coenzym Q10’in gerçek etkinliğini belirlemek için gereklidir” diyor.Nitekim,31 hasta ile yapılan plasebo karşılaştırmalı bir başka araştırma bu sonucu desteklerken, 22 yaşından büyük 1550 hasta ile yapılan bir diğer araştırmada da, Coenzym Q10 düzeyi düşük olduğu belirlenen hastaların yüzde 33’üne, CoQ10 desteği verildikten sonra, migren şikayetlerinde gerileme görüldüğü belirtiliyor.Uluslararası Başağrısı Derneği de, CoQ10 araştırma raporlarının çok cesaret verici sonuçlar ortaya koyduğunu kabul ediyor. Migren tipi başağrısı, sıklıkla sabahları ortaya çıkıyor ve kademeli olarak artıyor. Yetişkinlerde 4-72 saat, çocuklarda 2-48 saat arasında sürüyor. Ağrıya çoğunlukla iştahsızlık, bulantı, fotofobi (ışıktan rahatsız olma), fonofobi (sesten rahatsız olma), ozmofobi (kokudan rahatsız olma) gibi pek çok ek bulgu da eşlik ediyor. Prof. Dr. Erdem Yeşilada’nın verdiği bilgiye göre, vücut tarafından üretilen doğal bir molekül olan Coenzym Q10, hücresel enerjinin üretilmesinde önemli rol oynuyor, hücrelerin yaşlanmasına neden olan serbest radikalleri yakalıyor ve oksidasyonu önlüyor. Yaşın ilerlemesiyle birlikte vücutta Coenzym Q10 üretimi de azalırken, organizmaya ait doku ve organ hücreleri istenilen düzeyde enerji üretemediğinde, zamanla tüm organların işlevini kaybetmesi kaçınılmaz hale geliyor. Gıdalardan alınan günlük Coenzym Q10 miktarının ancak 10 mg civarında olduğu tahmin edilirken, eksik kalan kısmın besin destekleri ile karşılanması öneriliyor. MİLLİYETPaylaş
Yazar: Zeynep GÜÇLÜCAN
Görüntülenme:Güncellenme Tarihi:31 Ocak 2015Yayınlanma Tarihi:07 Şubat 2015
İlgili İçerikler
Köşe Yazarları
Sosyal Sorumluluk Projeleri
Kategori Bulutu
Psikiyatri AFAZİ Tüp Bebek Alkol Bağımlılığı Otizm Saç Dökülmesi Esrar Bağımlılığı Alzheimer Bebek Gelişimi Kokain Bağımlılığı Baş Ağrıları Stres Kumar Bağımlılığı Demans Depresyon Sanal Bağımlılık Migren Alerji Opiat Bağımlılığı Parkinson Kadın Hastalıkları Sigara Bağımlılığı Şizofreni Obezite Kardioloji Bipolar Bozukluk Cilt Bakımı