Uyku apnesi çocuklarda da görülüyor

Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Özkan, "Uyku apne sorunu yalnızca erişkin bireylerde değil; fazla kilolu, büyük bademcikleri ya da geniz eti olan çocuklarda da görülebilmektedir" ifadesini kullandı.

Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Metin Özkan, "Uyku apne sorunu yalnızca erişkin bireylerde değil; fazla kilolu, büyük bademcikleri ya da geniz eti olan çocuklarda da görülebilmektedir" ifadesini kullandı. uykuapneMemorial Hastanesinden yapılan yazılı açıklamada, Memorial Ankara Hastanesi Göğüs Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Metin Özkan'in uyku apnesine ilişkin görüşlerine yer verildi.

Açıklamada, Prof. Dr. Metin Özkan, uyku apnesini, uyku sırasında nefesin durması veya yüzeysel hale gelmesi olarak tanımlayarak, bu durumun gece boyunca defalarca tekrarlayabildiğini dile getirdi. Uyku sırasında, üst solunum yolunun açık kalmasını sağlayan kaslarda gevşeme, dil kökü veya yumuşak damağın veya aşırı büyümüş bademciklerin hava yolunu tıkaması sonucu kişinin en az 10 saniye nefes alamaması durumunun, "tıkayıcı uyku apnesi"  olarak adlandırıldığına dikkati çeken Özkan, bu esnada solunum çabasının devam ettiğini, bir süre sonra artan solunum çabasının beyini uyardığını ve hava yolu açıldığını ifade etti. Solunumu durana kadar horlayan kişinin, gürültülü bir homurdanma ile yeniden nefes almaya ve horlamaya başladığını anlatan Özkan, uyku apnesinin genellikle rutin muayenelerde saptanamadığı için tanısının geç konulduğunu veya anlaşılamadığını belirtti. Yetişkinlerde ilaçlarla kontrol edilemeyen hipertansiyon ve şeker, sabah yorgun uyanma, baş ağrısı, gözlerde kanlanma, uykuyu alamama ve özellikle horlama gibi belirtilere dikkat edilmesi gerektiğine işaret eden Özkan,"Uyku apne sorunu yalnızca erişkin bireylerde değil; fazla kilolu, büyük bademcikleri ya da geniz eti olan çocuklarda da görülebilmektedir. Hastalığın çocuklardaki belirtileri ise horlama, nefes alırken zorlanma ve gün içinde cansız ya da hiperaktif davranışlardır" ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Özkan, şunları kaydetti: "Alınacak basit önemler sayesinde uyku apnesi önlenebilir. Hastalık için değiştirilebilir risk faktörlerinden en önemlisi obezitedir. Hastalık kilo vererek yüzde 50 oranında azaltılabilmektedir. Ayrıca, alkol ve uyku ilaçlarından kaçınarak, sigarayı bırakarak ve sırt üstü yatmayı önleyerek rahatsızlığı azaltmak mümkündür. Burun açıklığını sağlayan spreyler veya elastik bantlar da horlamayı azaltmakta fakat uyku apnesi tedavisi için yeterli olamamaktadır. PAP (pozitif havayolu basıncı) cihazları üst hava yollarının uyku sırasında açık kalmasını sağlayarak apneyi önlemektedir. Gece boyunca yüze sıkıca oturan silikon bir maskeyle basınçlı hava veren bu cihazlar, başlangıçta hasta için rahatsız edici görünebilmektedir. Buna rağmen, sabah dinlenmiş ve uykusunu almış olarak uyanan hastalar cihazı kolaylıkla kabul etmektedir. Hastaya hangi cihazın uygun olduğunu tespit etmek ve apnelerin yok olduğu veya minimum sayıya indiğini görmek için ikinci bir gecenin uyku laboratuvarında geçirilmesi gerekmektedir.  Cihazla tedavinin ardından uyku apnesi sorunundan kurtulan kişilerin yaşam kaliteleri yeniden yükselmektedir." A.A

Paylaş

Görüntülenme:
Güncellenme Tarihi:15 Temmuz 2014Yayınlanma Tarihi:18 Temmuz 2014

© 2024e-Psikiyatri.com, bir NPGRUP sitesidir,
e-Psikiyatri.com bir NPGRUP sitesidir. Bu sitede verilen bilgiler, site ziyaretçilerinin/hastaların hekimleriyle mevcut ilişkilerini ikame etmek değil, desteklemek için tasarlanmıştır. Bu sitede yer alan bilgiler bir hekime danışmanın yerine geçmez. Tüm hakları saklıdır.